Bitmeyecek bu mücadele...

Mücadele, cedel kökünden türemiş ve birini sert bir yere vurma manasına gelmektedir. Çetin olmak, bir işi başarmak için fazlaca uğraşmak veya bir ipi kırılmaması için sağlamca bükmek anlamında da kullanılır. Mücadele, kelime olarak biraz sıkıcı ama neylersin ki hayat her zaman sakin değil.

Ehli iman, kişileri düşmanlaştırmaz. Düşman olan kötü hal, fiil, söz ve davranışlardır. Lakin inanan insanlar, tarihin her döneminde birileri tarafından düşmanlaştırılmış, ötekileştirilmiş ve eziyetlere maruz bırakılmışlardır. Dün öyle olmuş, bugün aynen devam ediyor, muhtemelen yarın da farklı olmayacak.

Yirminci ve içinde bulunduğumuz yirmi birinci yüzyılın en önemli sosyal hareketlerinden biri hiç şüphesiz hizmet hareketidir. Hizmet hareketi, Üstad Bediüzzaman hazretleriyle başlayan imanda tahkik, amelde salihât, ahlakta hasene ve dine hizmette ihlas mücahedesini Hocaefendi hazretlerinin öncülüğünde sürdürmektedir. Hizmet hareketi mahza iyilik hareketidir ama yolun kaderi olarak onların da maruz kaldıkları şeyler seleflerinden farklı olmadı. Bütün hesapları nefisleri olan, menfaatleri için hayırların önünü kesen, şeytanın temsilcisi azgın bir gürûh tarafından yolları kesilmeye çalışılıyor ve çalışılacak.

Hizmet hareketi zamanımızın en büyük iyilik ve hayır yollarından biridir belkibirincisidir. Gerek ülkemizde gerekse dünyamızın bir çok beldesinde binlerce hayra, iyiliğe vesile olmuş ve bu iyiliklerin hayat bulmasına katkı sağlamıştır. Milyonlarca insanın imanına vesile olduğu gibi, nice salihatın neşvü nema bulmasının da yollarını açmıştır. Yapılanları ehli insaf ve vicdan görmekte ve takdir etmektedir.

İman ve İslamın tertemiz bir yüzü, günümüz dünyasına İslam dinini bir medeniyet projesi olarak sunan ve insanlığın nefesi olabileceğini terennüm eden bir nefhadır hizmet. Peygamber yolunun asırlardan beri gelen ve günümüzde çağlayana dönüşen bir pınarıdır aynı zamanda.

Hizmetin kaderiyle ülkemin kaderi ne kadar da ayniyet gösteriyor. Üstad Necip Fazılın ifadesiyle

“Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;

Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;

....

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;

Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!


Ne zaman ki hizmetin başı ağrımış, ülkem ağır bir travma yaşamış, hangi vakit hizmete zehir etmişler hayatı, baldıran zehri kurutmuş her yanı...

Keşke olmasa ama ne edelim ki bu alemde şeytan da var, ruhunu şeytana satanlar da. Ve yine keşke imanlarını üç kuruşa satmasa insanlar ve ayetin ifadesiyle “zulümle imanlarını kirletmese” Allah’ın kulları ama neylesin ki elden bir şey gelmiyor, zarara rızasıyla girene “durun kalabalıklar” desen bile duyan olmuyor.

Ruhunu mefistoya satanların tuzakları bitmez ve onlar şeytan gibi her kılığa bürünerek sokulurlar hayr yolunun yolcularına. Oyun bitmez zalimde. Ciheti sittenin her ucundan aynı anda sokulurlar da yılan gibi hissetmeye bile fırsat bulamazsın. Uyunu sahirenin açık olmalı gözleri ve kalbi.

Ama unutulmamalı ki Hakk güçlü ve âlidir, hiç bir güç Hakk’ı mağlup edemez. Haklı olan Hakk’a dayanmış olur. Mücadelesinde hak ve adaletten ayrılmayan, insaflı olan, mukâbele-i bil misli zulüm olarak gören mağlup olmaz. İman edip, imanlarından dolayı yurtlarından yuvalarından sürülenler, eğer sürüldükleri yerlerde hayır ve hasenattan kopmazlarsa kendilerini büyük bir kazancın beklediği Rahmeti Sonsuzun müjdesi.

İnsaflının mücadelesi, mücahede şeklinde olur ve hizmet ehli bunu yapar. “Ey iman edenler! Siz kendinizi düzeltmeye bakın! Siz doğru yolda olduktan sonra sapanlar size zarar veremez. Hepiniz dönüp dolaşıp Allah'ın huzurunda toplanacaksınız. O da yaptıklarınızı size bir bir bildirecek, karşılığını verecektir” buyurur Yaradan. Hidayet üzere olmak, hak yoldan ayrılmamak ve hep hayırlı şeyleri yapmak zalimin zulmünü kırar sonra zulmünü kendi boynuna dolar ve kahreder onu.

Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor bir lalü güher sözünde, “insanların en hayırlısı, insanlara hayırlı olandır” diye. İşte bütün mesele. İnsanlık için hayırlı olmak, insanlığın hayrına hayal kurup söz, fiil ve davranışlar ortaya koymak...

Previous
Previous

Ramazan Ayı

Next
Next

Mi’raç